- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
23
Nisan 1920 tarihinde kurulan ilk Büyük Millet Meclisinde bugünkü anlamı ile
siyasi partiler yoktu. Buna rağmen meclis üyelerinin özgürce ve cesaretle
düşüncelerini paylaşabildikleri meclis tutanaklarından anlaşılmaktadır.
Meclisteki ilk kurumsal bölünme 10 Mayıs 1921 tarihinde Mustafa Kemal
tarafından meclis üyelerinden oluşturulan Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk
Grubudur. Daha sonra “Birinci Grup” olarak adlandırılan bu grubun karşısına ona
muhalif “İkinci Grup” çıkmıştır. Meclisteki bu gruplar hayat tarzı, dünya
görüşü ve siyasi fikirleri bakımından birbirlerinden oldukça farklıydılar.
Mustafa
Kemal 01 Nisan 1923 tarihinde meclis seçimlerinin yenilenmesi kararını
vermiştir. Bu karar ile birlikte Birinci Müdafa-i Hukuk Grubu, Halk Fırkasına
dönüşerek ilk siyasal parti oluşmuştur. 11 Ağustos 1923 tarihinde açılan II.
Mecliste Birinci Grup ezici bir çoğunluğa sahipti. Buna rağmen açılışından bir
yıl üç ay sonra Türk Siyasetinin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası bu meclis içerisinden çıkacaktır.
II.
Meclis Lozan Anlaşmasını kabul etmiş, Cumhuriyeti ilan etmiş ve halifeliği
kaldırmıştır. Muhalif vekilleri yeni bir parti kurmaya yönelten etkenlerden
biri de Cumhuriyetin ilanı ve ilan şeklidir. Halifeliğin kaldırılması ise
süreci hızlandırmıştır. Saltanat ve Hilafetin varlığında yaşamaya alışmış halk,
bürokratlar, askerler ve halkın temsilcileri içinde bir kesim bu reformlara
muhalefet etmeye başlamıştır. Muhalif grup içerisinde milli mücadelede Mustafa
Kemal ile omuz omuza hareket etmiş silah arkadaşları da vardı. Muhalif grup
modernleşme konusunda Atatürk ve lider kadrosu ile hemfikirdi ancak iktidar
köktenci ve radikal reformlardan yana iken muhalifler reformların halk
tarafından sindirilerek zamana yayılarak uygulanması taraftarı idi.
Muhalif
kesim ayrıca demokrasinin tek parti ile olamayacağını, Cumhurbaşkanının yansız
ve partiler üstü olması gerektiğini dile getiriyordu. Mustafa Kemal ise buna
karşılık “Buna şüphe yok ama iş
Cumhuriyetin ilanı ile bitmemiştir. Dünya medeniyet âlemine katılmak için de
geçici bir süre muhalif bir cephe yaratılmaması gerekmektedir” diyerek
reformların yapılıp yerleşmesi için muhalefetsiz bir ortamın gerekliliğini
vurgulamaktaydı. Bu görüşlerine rağmen Mustafa Kemal, parti içinde bölünmelerin
gerçekleşip Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulma sürecinde oldukça
uzlaşmacı davranmış, partinin kurulmasına engel olmamıştır. Üstelik 20 Nisan
1924 tarihinde kabul edilen 1924 Anayasası siyasal parti kurulmasına izin
veriyordu. Gidişattan hoşnut olmayanlar bundan yararlanmak istedi. Bunların
başında Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy ve Adnan
Adıvar var idi.
Halk
Fırkası listelerinden seçilerek meclise giren muhalifler yine bu parti çatısı
altında meclis çalışmalarını yürütüyorlardı. 20 Ekim 1924 tarihinde mecliste
mübadil göçmenlere dair verilen bir gensoru önergesi İsmet İnönü tarafından
Hükümete karşı güven oylamasına dönüştürülmüştür. 08 Kasım 1924 tarihinde mecliste
yapılan güven oylaması sonucu hükümete duyulan güven tescillenmiş ve bunun
akabinde partiden istifalar gerçekleşmiştir. Oylamada olumsuz oy kullananlar
kurulacak olan muhalefet partisinin de üyesi olacaklardır.
Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkasının kurulacağına dair ilk haber 06 Ekim 1924 tarihinde çıkan
bir gazete ile duyurulmuştur. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasına duyulan
ilginin temel nedeni ilk muhalif siyasi parti olmasından öte kurucularının
kimlikleridir. Parti, Milli Mücadelede Mustafa Kemal ile birlikte omuz omuza
mücadele etmiş asker ve sivil kişilerden oluşuyordu ve toplum nezdinde çoğu
itibar sahibiydi. Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy,
Cafer Tayyar Eğilmez Paşalar ile sivillerden Dr. Adnan Adıvar, Bekir Sami
Kunduh gibi isimlerden oluşuyordu.
17
Kasım 1924 tarihinde Dahiliye Vekaletine dilekçe ile başvuran Ali Fuat Cebesoy,
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının da ilanını gerçekleştirmiş oluyordu.
Mustafa Kemal yeni partinin kuruluşu üzerine “ Biz meclisimizde tek parti ile bir diktatör idaresi izlenimi
vermekteyiz. Bize bakan batılılar, bu memleketteki idare tarzı parti
diktatoryasıdır derler. Bizim meclisimizde de iki parti olmalı, hükümeti
denetleme sistemi kurulmalı ve medeni ülkelerin parlamentolarına benzemeliyiz”
diyerek, parti kuruluşundan duyduğu memnuniyeti dile getirmiştir.
Birinci
mecliste 2. Grubu oluşturan vekillerin çoğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
çatısı altında toplanmıştı. Parti profili genelde muhafazakar ve Türk-İslam
sentezine bağlı kişilerden oluşuyordu. Mustafa Kemal’in tek adam diktatörlüğüne
dönüşmesinden endişe duyuyor, laiklik yolunda yapılan reformların Türk
toplumunu İslam dünyasından uzaklaştıracağını düşünüyorlardı.
Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası yayınlamış olduğu program ve iç tüzüğü ile batılı anlamda
bir siyasi parti vasfındadır. Parti amacını dengeyi sağlamak ve anayasal düzen
içerisinde zorbalığı önlemek olarak açıklamıştır. Parti program ve
beyannamesine bakıldığında liberal nitelikte bir parti olduğu, milli birlik ve
fert üstünlüğünü öncelediği ayrıca köktenci, merkeziyetçi ve otoriter eğilimlere
karşı adem-i merkeziyetçi, kuvvetler ayrılığına dayalı bir parti programının
varlığı görülmektedir. Parti ekonomi alanında da liberal ekonomiyi savunmuştur.
Parti programının en dikkat çekici maddesi ise 6. Madde idi. Bu maddede “Fırka
düşünce ve din inancına hürmetkardır” ibaresi yer alıyordu. Bu madde ilerde
gericilerin parti çatısı altında toplanmalarına neden olacak Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkasının irticai faaliyetler ile ilişkilendirilmesine dayanak
gösterilerek kapatılmasında da 6.madde kullanılacaktır.
Fırka
içerisindeki gruplaşmaları beş bölüme ayırabiliriz. Bunlar,
- Ø Devrimin gerçekleştirilmesine
başından beri karşı koyan ve uygulanan yöntemi beğenmeyen Rauf Bey ve
arkadaşları
- Ø Devrimin eski İttihat ve Terakki
Partisinin canlandırılması yolu ile yürütülmesini isteyen İsmail Canbolat ve
arkadaşları
- Ø Cumhuriyete karşı olup meşruti bir
saltanat yanlısı olan Lütfi Fikri ve arkadaşları
- Ø Muhalefet partisini Kürt
bağımsızlığını sağlamak için basamak olarak kullananlar
- Ø Muhalefeti kişisel nüfus ve
kudretlerini güçlendirmek için kullananlar
Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkasının temel iki sakıncası vardı. Bunlardan ilki partiyi
kuranların Halk Fırkası kökeninden gelmiş olmaları idi. Diğeri ise Milli Devlet
anlayışının tam anlamı ile yerleşmediği bir süreçte milliyetçi kadro içindeki
bölünme rejimi tehlikeye sokabilirdi.
Fırka
kurulduğu andan itibaren geniş halk kesimlerinin teveccühünü kazanmıştır. Ancak
Mustafa Kemal liderliğindeki kadro tarafından yeni rejim için bir tehdit olarak
algılanmıştır. Gerek Halk Fırkasına gerekse inkılaplara muhalif olan siyasal ve
toplumsal grupların bu Fırkada toplanması ayrıca seküler yaklaşımı keskin olan
Halk Fırkasına karşı dini duyarlılıkları fazla olan kesiminde bu parti çatısı
altına girmesi endişeleri destekler mahiyettedir.
Partinin
kısa süre içinde Doğu illerini de kapsayacak şekilde yayılım göstermesi ve
yukarıda da belirtildiği üzere iktidar tarafından da tehdit olarak algılanması
neticesinde ömrü uzun olmamıştır. 13 Şubat 1925 tarihinde ortaya çıkan Şeyh
Sait isyanı da partinin kapanış sürecini çabuklaştıracaktır.
Şeyh
Sait isyanı 1925 yılında Diyarbakır’da başlayıp Bingöl ve ardından Doğu ve
Güneydoğu bölgelerine yayılan hükümet ve inkılaplar karşıtı fiili bir isyandır.
Ayaklanma sırasında dini ve şeriatı korumak ve kurtarmak, halifeliği yeniden
getirmek gibi sloganların atılması, isyanın dini sebeplere dayalı olduğu
görüşünü kuvvetlendirmektedir. Özellikle seküler merkezli inkılaplara muhalif
olan muhafazakar kesimin bir tepkisidir denilebilir.
Şeyh
Sait isyanının kısa sürede yayılması üzerine radikal tedbirler alınması
gerektiğini düşünen kesim tarafından hükümete yapılan baskılar neticesinde
İsmet İnönü hükümeti Takrir-i Sükun Kanununu çıkarmış ve İstiklal Mahkemelerine
yeniden işlerlik kazandırmıştır. Bu süreçte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
üyeleri bu yasal ve hukuk düzenlemelere şiddetle karşı çıkmışlardır.
Şark
İstiklal Mahkemeleri ilk iş olarak doğudaki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
şubelerini kapatmıştır. Fırka üyelerinden bazılarının isyana katılmış olması
şubelerin kapatılmasına dayanak oluşturmuştur.
Ankara
İstiklal mahkemesi ise isyan ile Fırka arasında ilişki olarak Fırka programının
6. Maddesinde bulunan “dini düşünce ve inançlara saygılıdır” ibaresini
göstermiştir. İstiklal Mahkemesince açıkça kanıt bulunmamasına karşın Şeyh Sait
ayaklanması ile ilgili görülen ve gericiliği kışkırttığı iddiası ile Takrir-i
Sükun kanunun birinci maddesine istinaden Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 03
Haziran 1925 tarihinde kapatılmıştır.
Kuruluşundan
itibaren çok kısa ömrü olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası bu kısa zaman
aralığında yeterince siyasi faaliyet gösterememiştir. Buna karşın bütçe
görüşmeleri sırasında hükümete muhalefet etmiş, iktidara muhalif pek çok farklı
kesimi kendi çatısı altında toplamış ve Cumhuriyet tarihinin ilk resmi ve
kurumsal muhalefet partisi olmuştur.
Kaynak:
Gökhan Turhan ve Mehmet Serdar Çulha “Genç Cumhuriyetin Parti Sistemi
Arayışında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Yeri ve Önemi” SDÜ Fen Edebiyat
Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 08/2022, Sayı:56, ss:254-265
Mehmet
Özalper, “Bir Muhalefet Partisinin İlgası” Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Haziran 2014, cilt:2 Sayı:1
Özgür
Güvercin, “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Türk Siyasal Hayatındaki Yeri”
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, Yüksek Lisans
Tezi
Şükran
Güray, “Çok Partili Hayata Geçiş Süreci ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın
Kısa Bir Değerlendirilmesi” Türk Dünyası Araştırmaları, Temmuz-Ağustos 2020,
Cilt: 125, sayı: 247, syf: 405-420
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder